Emine abla 2

artık emine ablayı bırakmış annem ile oyalanıyordum. işe gittiği zamanlar sabırsızlıkla dönüşünü bekliyor gitmediği zamanlar da etrafından ayrılmıyordum. hani yine frikikler verirde o beyazın beyazı dolgun bacaklarını açardı yine çömelerek. ben yana yıkıla bir şey görürüm diye etarafında dönü dururken oda bana bakıp bakıp hınzır hınzır gülüyordu. arada merhamete gelip bacaklarını ayırıp çömeliyor ve beklediğim o eşsiz anları seyrime sunuyordu. golgun, beyaz ve pürüzsüz! ne muhteşem kadındı şu annem, yüzü güzel endamı (boy pos, genelde düzgün vücutlular içn kullanılır) bir başka güzel. bedeni güzel cildi bir başka güzel. sevmeye doyulmayacak, istisna bir kadındı anneciğim. her ne kadar geçmişi baya bir kirlide olsa, şu an bile mesela o yaşlı zahireci ile yatsada bana sunduğu enfes frikikler onu affetmemi sağlıyordu. amacına ulaşmıştı annem. beni baştan çıkarmış ve etkisi altına almıştı.biliyorum yaptığım doğru değildi, annemdi o benim, anneciğim lakin henüz 15 yaşndaydım ve kan kaynıyordu. onun bana sunduğu frikiler bırakın ben gibi 15 yaşındaki yeni yetmeyi, 70'lik adamı bile coştururdu. ah benim güzel annem, annelerin en güzeli, en seksi ve işvelisi. artık onun tüm çapkınlıklarına göz yumacaktım, kiminle nasıl bir ilişkisi olursa olsundu. bana istediğim frikiklerimi versin, fantazilerime konu olmaya devam etsinde kendi özelinde ne halt yerse yesindi. günler bu şekilde akıp giderken bir gün annem öyle bir şey yaptıki resmen şok geçirtti bana. aslında daha öncede bir kaç kez yapmıştı bunu ancak o zamanlar daha küçüktüm ve üstelik o benim kutsalımdı,haliyle ona karşı bir şey hissetmiyordum. son zamanlarda ve özellike verdiği çok çarpıcı frikikler beni ruhen çok değiştirmiş ve resmen annemi arzular olmuştum. peki annemin yaptığı neydi? bana sırtını sabunlatmak! o leğende bağdaş kurmuş otururken ben kollarının arka kısımlarını, boyun ve omuzlarını,sırtını, belini ve kalçasının üst kısımlarını sabunlayacaktım! ne dehşet verici değil mi? böyle anneyi kim sevmez ve hatta arzulamaz? bende arzuluyordum zaten. hemde ne arzulama! bahçemizdeki nar ağacının altındaydım ve 'kopar beni' diyen olgun nar bakıyordum. ben narlara dalmışken annemim sıcak sesi duyuldu. beni çağırıyordu yumuşacık ses tonuyla. koşar adım gittim yanına ve,
-buyur anneciğim
-bugün anneye yardım edeceksin murat
-tabiki anne, hangi konuda?
kulağıma eğilerek,
-anne yıkanacak şimdi ve sen elimin ulaşmadığı yerlerimi sabunlayacaksın, olur mu oğlum?
daha o sözünü bitirmeden elim ayağım titremeye başladı bile.hani derler ya, eli ayağı susam silkiyor, aynen doğru laf. annem beneki heyecan dolu titremeyi görünce gülümsedi ve banyo olarak kullandığımız esas evimizin slundaki eklentiye gitti. bende peşinden tabi. bu eklentiyi sadece banyo olarak değil, ardiye olarakta kullanıyorduk. eşya niyetine eski püskü 3-5 parça sözde eşyamızı buraya istiflemiştik ve kalan oldukça geniş boşluğuda banyo olarak kullanıyorduk. banyo derken ortaya koyduğumuz büyük galvaniz leğenden bahsediyorum. nerde o zamanlar her evin içinde kendine ait banyo?(şimdikilerde çifter çifter değil mi?) her neyse işte, annem zaten hazırlığını yapmıştı. soluna attığı sandalye ye havlu temiz iç çamaşırı(sadece atlet ve külot. annem nadiren sutyen kullanırdı) en altta ise dizlerinin altına kadar inen fistanı. taş ocakta ısıttığı 'güğümü'(büyük aluminyum ibrik)alıp aldı ve yerine yine aluminyum küçük kazanı koydu(durulanma için) leğene döktü yarısını, üstüne az soğuk su ilave ederek ılıklaştırdı. sonra bana dönüp,
-arkanı dön oğlum, anne soyunacak!
bunu öyle bir ifade ve ton da söyledi ki 'çaktırmadan bakabilirsin' dergibiydi. sırtı bana dönüktü ve nuhtemelen bilerek verdiği bu avantajı kullanmaya karar verdim. hafifçe soluma döndüm ve annemi dikizlemeye başladım.oldukça düzgün, eti-budu yerinde bembeyaz gerçek bir türk hatun! ne enfes bedeni vardı annemin. tek kelimeyle olağanüstüydü. aklıma gelen düşünceyle irkildim birden. kimbilir kimler faydalanmıştı bu nefis bedenden şu ana dek! yeğeni emine abla ile konuştuklarını hatırladım birden ve sonrasında babası yaşındaki buğdaycıyı. bu yaşlı adamı benimseyen o ana kadar daha kimbilir kimlerle olmuştu ve olmaktaydı acaba? öyle ya, evlere ve ofislere temizliğe giden annemin gittiği bu mekanlarda ne haltlar karıştırdığını düşünmeden edemedim.buram buram sex kokan şu muhteşem beden kimbilir kimlerin hazzına konu olmuştu(belki de ben abartıyorum, belki annem yeni yetmelikten sevgilisi (biyolojik babam)ortada kalmasın diye birazda ablasının zorlamasıyla evlendiği şekilsiz, yarı deli gibi duran adam ve zahireci, belki hepsi buydu da ben günahını alıyordum, bilmiyorum. belki en az yüzü kadar güzel ve sexy muhteşem bedeni bana bunları düşündürüyordu kıskançlıktan. evet evet deli gibi kıskanıyordum bu bembeyaz diri bedeni. madem bu şahane kadın benim annemdi sadece benim olmalıydı, ben onunla oda benimle tatmin olmalıydı!..kıskançlıktan saçmaladığımı düşünerek güldüm kendi kendime ve tam o esnada annemin sesiyle kendime gelip toparladım zihnimi hemen;
-hadi gel oğlum, sıra sende
-ne yapacağım anne
-elinin körünü oğlum, elinin körünü, anneni röntgene mi geldin oğlum? sırtımı sabunlayacaktın ya
onu röntgenlediğimin farkındaydı demek ki.utandım ve kızardım bu röntgen kelimesinden. başı bana dönük annem anlamıştı bunu ve;
-röntgen dediysem kötülükten demedim oğlum, alınma hemen öyle. sonuçta ben senin annenim, çıplak görsen ne olur nefsin uyanmadıktan sonra
-'nefis' bu kelime ister istemez elimi önüme atma ma sebep oldu ve sertleşen sikimi örttüm elimle. farketmişti ve önüme doğru yöneldi bakışları. 3-5 saniyeden sonra tekrar gözlerime döndü ve;
-her neyse, annen olduğumu unutmaman yeterli
sittimin orospusu, beni günah ortağı yapıp vicdanı nı rahatlatmak için baştan çıkarırken annem değilmiydin? yine düşüncelere dalmıştım ki sesiyle irkildim bir kez daha,
-murat, neyin var oğlum senin bugün böyle
-yok hiç bir şeyim anne
-ama sürekli dalgınsın oğlum
amına koduğum orospusu(aslında sinirden değil de kıskançlıktan sövüyordum) hem üzerime oynuyor hem de halime ppek şaşırıyor gibi soruyordu. oysa kafamdan karmaşık düşünceler geçtiğini pekala biliyordu. ona doğru iki adım attım ve tam arkasında durdum çömelip elime verdiği sabunu sırtında gezdirmeye başladım.bu esnada annem neşelir tavır takınmıştı ve hoş sohbet ile kafamda ki onun ile ilgili düşüncelerimi dağıtmaya çalışıyordu. en az 10 dakika süren sabunlama sırasında 'aykırı' bir haraketi olmadı annemin, taki ayağa kalkana dek. kolunu solundaki sandalye ye uzattı ve büyük banyo havlusunu alarak sırtına doladı ve birden ayağa kalktı. bu ani kalkışla havlu sedece sırtını ve belini örttüğü için kalçası tüm haşmetiyle, tamamen çıplak olarak gözüme sokarcasına ortaya çıktı. inanılmaz sarsıcı anlar yaşıyordum. dakikalar boyunca hoş sohbet yapan annemin bu ani ve fevri haraketi beni şoka sokmuştu. bu şoktan yine onun seslenmesiyle, daha doğrusu talimatıyla çıktım ve;
-kalçalarımı da sabunla oğlum!
-e bukadarı da fazlaydı artık! henüz şoktan çıkıyorken 2. bir şok dalgası sarmıştı tüm bedenimi. ateşler içinde yanıyordu genç bedenim. elim titreye titreye sabunlamaya başladım kocaman, koskocaman kalçayı.bir kaç dakika sabun ile sıvazladıktan sonra(gerçekten de sabunlama değil de sevme denirdi buna. resmen okşuyordum kalçalarını)annem neden sonra sabunu elimden alarak bacaklarını ayırdı ve amını sabunlamaya başladı. bir yandandan gülerek bana;
-sidik/tuvalet kokusu kalmasın dimi oğlum?
ben ise yaşadığım şok üstüne şoklardan sonra bırakın cevap vermeyi ağzımı bile açamıyordum. yaşadıklarım, daha doğrusu annemin bana yaşattıkları hertürlü fantazimi aşmış,hayal ötesine taşımıştı beni. bu artık bana suspayı, beni ele geçirme değil düpedüz kendini olabilecek en iddialı şekilde kendini teşhirdi hemde bana, oğluna! bunun ötesi sex idi ve düzmek istesem muhtemelen hayır demeyecekti. annemin sus payı olarak beni ele geçirme düşüncesini korumamla birlikte onun ensest olduğu yada olabileceği ihtimaliylede karşı karşıyaydım. böyle bir durumda yani onun bu saldırgan ele geçirme planına boyun eğmem durumunda ömür boyu bu kirlihhatta sapık ilişkiyi devam ettirmek zorunda kalırdım ve bunun zihnimde ve benliğimde ne gibi tahribatlara yol açacağı öngörülemez acı sonuçlar doğurabilirdi. en kısa yoldan dönüş yapma kararı almalıydım.annemin bu alabildiğine ahlaksız tuzağından kurtulabilmek için mesafe koymaya karar verdim. hayatımın geri kalanını rahat ve huzurlu geçirmek istiyorsam annemden mutlaka ama mutlaka uzak durmalıydım. geberesiye arzuladığım kadını düşmanım gibi görmeye başladım ve ondan uzaklaşabilmek için emine ablayla yakınlaşmaya başladım yeniden. annem olmadığı zamanlar yine hep ondaydım artık. birbirimize karşı çekincesizdik ve hatta kısa bir zaman sonra kadın erkek arasındaki sınırı baya baya kaldırdık diyemem ama incelttik diyebilirim. evinin dışına çıkar çıkmaz alabildiğine ciddi ve asık olan emine abla içerde bana karşı hoş sohbetlerde bulunuyor, şakalar yapıyordu. birikte yarattığımz bu güzel ortam aşırı samimiyetin getirdiği dokunuşlara dönüşmeye başlamıştı ufaktan ufaktan. aslında rast ve o an'ki pozisyon gereği bilinç dışı başlayan bu dokunuşlar giderek daha bilinçli olmaya başlamıştı. emine abla aslında ortanın da kısası boyu ve pek sevimli olmayan yüzü ile benim pekde ilgimi çekecek bir kadın değildi. ben ona göre baya baya iyi ve üstündüm ondan. biyolojik babamın tüm yakışıklılığını almıştım yüz güzelliği ve atletik yapı olarak,haliyle emine ablanın bendeki çekiciliği tabu oluşundan ibaretti! (işte burada kafam çalışıverdi birden. annemin beni elegeçirme isteğinin sebebi buydu işte, bende babamı görüyordu ve ona karşı beslediği sonsuz aşk depreşiyordu bana her bakışında. belki gerçekten sus payı vererek günah ortağı yapmak istiyor olabilirdi beni ama esas sebep buydu işte, bende babamı görmesi! acımaya başlamıştım anneme. kızlığını verecek ve hatta ondan hamile kalacak kadar aşık olduğu babamdan uzak kalması, kendisinin yerine bir başkasının hanımı olarak kollarına girmesi annemi yiyip bitiriyordu yılar yılı. acı çekiyordu annem, hem de ne acı. kuşkusuzki benim de aramıza mesafe koymam benim üzerimden teselli arayan annemi daha bir çıkmaza sürüklüyordu. ben yokken yada henüz bebek/çocuk iken dayanabiliyordu bu ayrılığa ama benim giderek büyümem ve büyüdükçe babama benzemem, onun tüm yakışıklılığını ve çekicliğini üzerimde toplamam annemin bana her bakışında aşkını tazeliyor ve bende cinsel heyecan uyandırarak beni kendine çekmesi aslında bende babamı bulmasındandı. belki iş reel sevişmeye ve devamında sex'e dönüşse izin vermeyecekti buna(belki verecekti,bilmiyorum) ama sonuna kadar gitmeyecek bile olsa onu arzulamam ve bahanelerle az çok dkunmam heyacan uyndırıyordu onda. dedim ya beni babam gibi düşünüyordu. uğruna ne güçlükleri, ne zorlukları göze aldığı oğlanı. şimdi doğruyu bulmuştum ve kendimi çok fazla sakınmayacaktım artık annemden.
emine abla ilede ansest yakınlaşmayı(aslında ensest değide kocasının çoğunlukla evden uzakta oluşunun getirdiği cinsel açlık diyelim, bu daha doğru bir tanım olur kanımca) sürdürecektim onun arzuladığı sürece. o zaman zaman sözde gayrıihtiyari dokunuşmalara, sürtünmelere bişi demesede açıkçatan bir istek bir arzu belirtmiyordu. olay pişme evresindeydi ve mercimek fırındaydı ve pişince servis edilecekti nasılsa. sabır lazımdı az, o kadar! annem ile ilişkimi yeniden canlandırma çabalarım sonuç verdi ve yüzü yine gülmeya başladı. gerçi zaten hep gülüyordu ama yapay bir gülümsemeydi bunlar, bu kez içtenlikli gülüyordu (sahte gülen insanın yüzünde bir yapaylık oluşur ama içtenlikle gülen insanın yüzü ışıl ışıl oluri yüzünde güller açar. mutluluğun dışa vurumudur bu) artık ben annemin üzerine gider olmuştum ve annem çok mutluydu bu durumdan. ilişkimiz rutin bir anne oğul ilişkisiydi ama zaman zaman az da cinsel yakınlaşmalarda olmuyor değildi. bu cinsel yakınlaşmalar tıkı emine abla ile olduğu gibi görünürde 'bilinçsizceydi'. ama aslında bilinliydi! annemde bunu farkındaydı ve benim mutluluğum için kendini pek sakınmıyordu. hem zaten yaptığı küçük/büyük numaralarla beni kendine yakınlaştıran kendi değilmiydi?