PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Emine abla


Pasiens
11 Kasım 2023, 07:13
Emine abla
kendisi ile yakın akrabayız ve hatta kuzeniz bile diyebilirim. baba tarafımdan akrabam olan sağlıkçı hüseyin abi le evlenip bizim sağımızdaki eklentiye yerleşmiştir. aslında yakın geçmişe kadar ardiye olarak kullanılan bu eklenti ciddi bir tadilat ile elden geçirilip 3-4 nüfuslu bir ailenin yaşayabileceği bir müstakil eve dönüştürülmüştür. hem maddiyat ve hem de sağlıkçı olan hüseyin abinin işi gereği sabahtan akşama ve hatta zaman zaman hafta sonları bile yakın köy ve kasabalara gittiğinden henüz yeni evli oldukları emine ablayı bizim eklentiye yerleştirmeyi uygun bulmuştur. hüseyin abi böylelikle hem maddi olarak rahatlamış (annem kira filan istememiş ve kafana göre tadilattan geçir ve kal kalabildiğin kadar demiştir) ve hem de namusunu 'emin' ellere teslim etmiştir. ben o zamanlar 13/14 yaşlarında bir yeni yetmeydim ve zaten de akrabamız olan emine ablayı gerçek bir abla gibi gördüğümden asla bir dişiymiş gibi bakmazdım ona. oda bunu bildiğinden benim yanımda son derece rahattı. ne giyinişine dikkat ederdi ne de oturup kalkışına. ta'ki apış arasını görene dek! babam erkenden öldüğünden ben tek çocuktum. fakir bir aile olduğumuzdan babamdan sonra derin bir sıkntıya düşmüştük ve annem maalesef evlere temizliğe giderek geçimimizi sağlıyordu. ben de emine abla gibi hemen her gün yalnız olduğumdan sürekli ya onun evinde ya da avludaydım. gelelim emine ablayı tarife, kendisi oldukça kısa, iri kalçalı ama küçük memeli kaymak gibi cildi olan bembeyaz bir taze gelindi. çok ciddi bir kızdı o.güldüğünü gören olmamıştı henüz. en fazla küçük bir tebessüm ile geçiştirirdi en komik anları bile. pek güzel olmayan emine abla benzersiz cildi ve geniş kalçalarıyla dikkat çekerdi hep. bu kadar ciddi ve tavizsiz bir yeni gelin olan emine abla ile onun evinde ve oturma odasındaydık. o kanapede nakış işlerken ben ise yere uzanmış resim yapıyordum. arada laflaşıyorduk ve o başkalarına davranmadığı kadar samimi davranıyordu bana. samimi derken içten bir sevgiden bahsediyorum. bana çok güveniyordu ve hep kardeş sıcaklığı gösteriyordu benim ona abla sıcaklığı gösterdiğim gibi. muhabbet ve eşliğinde çaylar kurabiyeler filan derken akşam olup gidiyordu. günlerden birgün yine o kanapede dikiş nakış işlerken bende resim yapıyordum kendimce(resimlerim güzeldir) emine abla üstünde o çok sevdiği ve hemen hergün giydiği bembeyaz gömleği, altında ise diz kapaklarına kadar kot eteği ile otururken birbirinin üzerine kapadığı bacakların araladı önce ve apış arasına doğru küçük bir frikik verdi. sonra da sağ bacağını yukarı kaldırıp frikiği tamamladı. gözlerime inanamıyordum. emine ablanın apış arası ve külodu tüm çıplaklığıyla yarım metre kadar karşımdaydı. kısa bir süre bakındıktan sonra kendimi toparladım ve 'ne varmış bunda ya, anneni de defalarca görmedin mi böyle, akraban o senin büyütme' şeklinde telkinler verdim kendi kendime. gerçekten de öyleydi durum, annemi tam çıplak bile gördüğüm olmuştu üstünü değiştirirken ve hatta sırtını bile sabunlatırdı bana zaman zaman. her ne kadar annem olmasam da oda yakın akrabamdı ve annem gibi kutsaldı yada kutsal olmalıydı benim için. kafamdaki kötü düşünceleri uzaklaştırıp resmime devam ettim ve bir süre sonra da emine ablanın banyo yapacağını söyleyip beni kapı önüne nöbete göndermesiyle son buldu bu sıkıntılı durum. dışarda olası gelip gideni kontrol ederken annem geldi işten ve ne olduğunu sordu. emine ablanın banyoda olduğunu ve bana de gözcü olarak dışarda bekleme görevi verdiğini söyledim ona. annem gülümsedi ve a2aferin geline, pek de namuslu maşallah' diyerek kendi evimize girdi. evimize doğru ilerlerken arkadan bakındım anneme. fistanının altında her adımında sarsılan geniş kalçalarını gördüm ve içim bir tuhaf oldu. sürekli gördüğüm şeydi bu ama işte anne ya hiç dikkatimi çekmemişti. ah emine abla ah, anneme bile sulandırdın ya beni! şaka şaka, elbette sulandığım filan yoktu. yoktu ama yine de az biraz da olsa içim bir tuhaf olmuş ve bağrım da ılık bişiler akmıştı. annemin sesiyle kendime gelmişti. bana çilek almıştı ve tatmam için eve çağırıyordu. çilekleri bir güzel yıkadı ve birini bana uzatıp gerisini dolaba koydu. 'üstümü değiştireyim, emine ablanı da çağırıp yeriz hep birlikte' diyerek odasına girdi. kapıyı aralı bıraktığından görebiliyordum içeriyi ve o her zaman yaptığını yapıyordu yine. önce dizlerine kadar uzanan fistanını sıyırıp attı. sonra dizlerinin baya üzerine çıkan ten rengi uzun çoraplarını çıkardı kıvıra kıvıra. her zamanki gibi beni çağırdı sutyeninin kopçasını açmam için. açtım ve çıkardm sutyeni ni. nedense o an onu öpmek geldi içimden ve çıplak omuzlarını öptüm. kollarını kollarımın arasına alıp sıktım sıkı sıkı. yanaklarına uzanıp öpüp kokladım uzun uzun. bir tepki göstermedi ve şifonyeri aynasından bana bakt bir süre. ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. yaptığım annem ile bütünleşmekti sadece. cinsellikle hiç bir alakası yoktu. içten gelen bir şeydi yani. annem elini önüme attı ve sikimi yokladı. sertleşip sertleşmediğimi kontrol ediyordu. sertleşmediğimi görünce gülümsedi ve 'artık erkek sayılırsın dikkatli olmak lazım' diyerek bir kahkaha patlattı. şaka gibi düşünüyordu belliki ama ben çok içtendim. annem bunu farkedince bana döndü ve bu sefer o beni koklayıp öpmeye başladı. annem ile yaptığımız bu bir kaç dakikalık sevgi gösterisinden sonra annem mezdeke havası koydu teybe ve oynamaya başladı (çok güzel mezdeke oynar ve düğünlerin aranılan ismidir annem ama babamı kaybettiğinden beri hiç bir düğünde oynamamıştır) baştan beni eğlendirmek için oynasada dakikalar içinde kaptırdı kendini oyuna ve saçlarını savura savura oynadı uzun uzun. onun ile birlikte ben de coştum ve ana oğul birlikte oynamaya başladık. ben pek anlamadığımdan çekildim kenara ve onu izlemeye başladım. bir dansöz profesyonelliğinde figürler sergileyen annem coştukça coşmuştu ve dans figürleri sex figürlerine dönmüştü adeta. işte o an annemin bir erkek ihtiyacı olduğunu anladım. ateş gibi kızaran bedeni alev alev yandığının belirtisi değilmiy di? dikleşip irileşmişti meme uçları. kalçaları her figürsel hareketinde tir tir titremiyormuy du? annemin ateşini alacak bir sevgilisi belli ki ve bu hoşuma gitmişti. gitmişti gitmesine ama sex onun da hakkı değilmiy di? henüz 36-37 yaşlarında olan bu genç ve diri beden iri ve güçlü bir erkek elini hak etmiyormuy du? ediyordu elbet ama işte, insanın annesi olunca kabullenmek kolay olmuyor! onun için üzülmüştüm. annem durgunluğumu anlaynca bıraktı dansı ve gelip bana sarıldı. kısa bir sessizlikten sonra,
-babanı mı düşünüyorsun?
-seni!
-aha, niye?
-boş ver
-niye beni düşünüyorsun
-aman anne ya, illa bir nedeni mi olmalı
-normal bir durgunluk değildi o. bana bakarken kaygılıydın
-hiç de değildim
-hmm, tamam o zaman. niye bana öyle derin derin bakıyordun?
kısa bir sessizlikten sonra,
-sevgilin var mı anne?
-uvvv, buda nerden çıktı len şimdi, bir anneye sorulacak sorumu bu?
-değil mi?
-değil
-tamam o zaman. özür dilerim
derin derin bakışırken ve birden,
-sevgilim olsaydı ne hissederdin?
-kıskanırdım ve az acı çekerdim beki başlarda
sözümü keserek,
-sonra?
-sonra alışırdım sanırım. bazı şeyler senin de hakkın anne
-yavaş yavaş erkek oluyorsun ama yine de yaşına göre fazla bunlar. fazla ama madem buraya kadar geldik söyleyeyim, hayır oğlum hayır. hayatımdaki tek erkek sensin ve bu hep böyle olacak
-benim için kendine eziyet etme anne
-bak oğlum, bazen bir erkek ihtiyacı hissediyorum ama bu uzun sürmüyor ve normale dönüyorum çabucak. hem sana bişi diyeyim mi?
-de!
-olaya anne oğul sohbeti açısından bakarsak fazla ileri gittik
-tamam anne, keselim o zaman
-kestik gitti, hahaa.
-beni düşündüğün için teşekkür ederim anne. sen harika bir kadın, harika bir annesin ve benim sana diyeceğim son söz, lütfen kendine eziyet etme
-tamam oğlum. desteğin için ben de sana teşekkür ederim. eğer bir gün bir sevgilim/erkek arkadaşım olursa bunu senden saklamayacağım
-olmayacağına eminim anne
-hmm, neden bu kadar eminsin oğlum?
-beni üzmek istemeyeceğini biliyorum anne
-demin baştan üzülsem de sonra sonra alışırım demiştin
-bok alışırım, hiç bir evlat annesinin herhangi bir adam tarafından becerilmesine alışamaz
-hahaa, bak şimdi oldu işte. erkek çocuklar annelerini babalarından bile kıskanır
-sanırım bu doğru anne. bişi daha sorabilirmiyim?
-sor bakalım
-demin sana sarıldığımda neden önümü kontrol ettin
-şakaydı o
-değildi
-hmm, peki neydi o zaman?
-sana sertleşip sertleşmediğimi merak ettin
-çok açık konuşuyorsun murat. şimdi ve sonra bu konu ve bu tip konuları kapadım. sınırlar zorlamak ikimize de zarar verir. şimdi git emine ablanı çağır da çileklerimizi yiyelim
annemin bu sert tavrı üzerine konuyu kapatıp emine ablayı çağırmaya gittim. annem emine abla ve ben tam bir kilo çileği bir tane bile bırakmayasıya yedik bitirdik. çilek ziyafetinden sonra onları baş başa bırakıp avluya attm kendimi ve yemiş ağacımıza dadandım. henüz henüz yenmeyecek kadar yeniydiler. sıkılmıştım ve annemlerin yanına geri döndüm. emine abla hüseyin abiden dert yanıyordu. iş amaçlı da olsa sürekli kent dışındaydı (haklıydı burada emine abla. hüseyin abi sağlık memuru olduğundan elinde çanta köy köy geziyordu ve kimi zamanlar köy misafirhanelerinde kalıyordu ve günler de emine abla hem kendini yalnız hissediyordu ve hem de korkuyordu doğal olarak) annem korkusunu almak için, eğer beni dert etmeyecekse kocasının olmadığı geceler bizimle kalabileceğini söyleyerek rahatlattı emine ablayı. o ise murat benim kardeşim, ondan yana ne bir derdim ne de şikayetim yok. pk güveniyorum ona deyince annem de tamam o zaman kocan olmadığı her gece burada bizimle kalabilirsin diyerek evimizin kapısını sonuna kadar açtı emine ablaya. oda tam anneme teşekkür ederken kocası çıktı geldi ve kalkıp ona doğru yönelince annem haklı kız korkmakta, daha pek taze ve yalnız, ulaşmak isteyenler vardır elbet diye mırıldandı ardından. zaten sürekli birlikte olduğumuz emine ablanın kocasının eve gelmediği gecelerde bizde kalmasıyla iyiden iyiye içli dışlı olmuştuk. bizde kaldığı geceler eve iyiden iyiye alıştığından (annemin kuzeniydi) hiç bir yabancılık çekmiyordu. günler hafalar derken emine abla evin müdavimi olmuştu ve annemle biz şikayetci değildik bundan. hele ben hiç değildim! annem işe gittiği zamanlarda evin içinde gecelikle gezen ve tam bir türk lokumu olan enfes bedenini, özellikle de harikalar harikası nefis kaçasını cömertce seyrime sunan bu tazeden niye rahatsız olacakmışım? evet saf taraflarm vardı ama bu harikulade bedenden rahatsız olacak kadar da değil! artık hüseyin abinin evde olmadığı zamanların tümünü bizde geçiriyordu emine abla ve bu zamanlarda da tüm bedeni cömertliliğinin de ötesine geçmeye başlamıştı. yavaş yavaş bedenini sürtüyordu değişik vesilelerle yakınlaştığımız anlarda ve bunu yaparken de gözleriyle gülümsüyordu. emine abla tanıdığım emine olmaktan çoktannn çıkmıştı artık. o ciddi, o asil, o gurur abidesi taze yitip gitmişti ve yerine sex arzusuyla yanıp tutuşan azgın bir sürtük gelmişti. evet dışardan bakınca yine ketum, yine son derece tedbirli ve şüpheci bir tazeydi ama ev için de ve özellikle de benimle baş başa iken sürekli frikikler vererek üstüme oynuyordu. ister istemez şüpheleniyordum ondan. gerçekten sürekli sex arayan pek azgın bir sürtükmüydü yoksa beni kafa kola alıp kocasını postalamaya çalışan 'mutsuz bir ev kadınımıydı'?ben bu ikilem içinde gidip gelirken o tüm dişiliğini kullanır olmuştu bana karşı ve beni koynuna alması da çok sürmedi. annemin erkenden işe gittiği bir sabah yatağıma gelip çırçıplak soyunup koynuma girmişti. eliyle sus işareti yapıp yanma uzandı ve 'sev dilediğince' dedi. ne olduğunu anlamıştım ama ne yapacağımı bilmiyordum. bana baktı ve gülümsedi. gel dedi ve üstüne çekti. dudaklarıma uzandı dudakları ve uzun uzun öpüştük. başımı tutup az aşağı indirerek gül memelerini ağzıma dayadı ve em dedi, em onları. emdim uzun uzun gül memelerini ve emdikçe kabarıp irileşen pembecik meme uçlarını. emdikçe zevkten kıvranıyordu eminecik. belki bir saat seviştik onun ile ve sonun da bacaklarını aralayıp arasına aldı ve sikimi kendi eliyle amına sokup ver gelsin dedi. dediğini yaptım ama sık sık dışarı kaçırıyordum. ben acemiliğimi biliyor diye sıkılırken o ise boş ver murat, önemli değil canım. böyle böyle öğreneceksin sikişmeyi diyerek moral veriyordu bana. başardı da ve sonun da tempolu bir sex başladı aramızda. ilk sikişim olmasına rağmen çok iyi dayanmış ve kolay boşalmamıştım. bu ilk ama sert ve tempolu sikişim onun sayesinde pek güzel geçmiş ve pek zevk almıştım. iki kez boşaldım göbeğine (gebelik günlerim diyerek amına boşalmama izin vermemişti) 15-20 dakika kadar dinlendikten sonra tekrar sertleşmiştim ve onu altıma çekip sevmeye başladım usul usul. yavaş tempoda başlayan sevişmemiz onun da agresifleşmesiyle giderek sertleşti demin olduğu gibi sert ve yüksek bir tempo kazandı. benden önce boşaldı bir kez daha ve arkasını dönüp domaldı. enfes kalçalarını ve minik göt deliğini yaladım..yaladım..yaladım. göt deliğini uzun uzun yalayıp dilimi içeri sokmamdan anlamıştı götünü sikmek istediğimi. bacaklarını iyice yanara yayarak kıçın bana yanaştırdı ve hadi bakalım dedi, arkam seni bekliyor. sikimi deliğine dayadım ve yavaş yavaş sokmaya başladım. korktuğum daha doğrusu düşündüğüm gibi değildi. kendi ifadesine göre yüksek heyecan ve hazdan göt deliği yumuşamış ve am'a benzemişti. hiç bir zorluk yaşamadan gidip geldim kıçında ama girip çıkar gibi rahat. ben inleye inleye boşalırken o defalarca boşalmanın rahatlığındaydı ve menilerimin süzülüp bitmesini bekliyordu.
karı koca gibi olmuştuk emine ablayla ve her fırsatta sevişiyorduk onun ile. günlerimiz karı koca hayatı çerçevesinde geçip giderken sadece beni, annemi ve hatta tüm semti şoke eden bir olayın kahramanı oldu emine abla. yere bakan yürek yakan bu kadın henüz bir kaç ay önce atanan genç imam ile kaçmıştı. ne zaman görüşüp tanışlar ve birlikte kaçacak kadar işi ve güveni ilerletmişlerdi böyle bilmiyorum. bildiğim emine ablanın bu genç imama kimsesi yok buralarda sevaptır diyerek benimle arada yemek göndermesiydi. semtimizi ziyadesiyle şaşırtan bu kaçma olayından sonra düşündüm durdum. neden o, semtimizde yeni olmasına rağmen bu kısa sürede ne zaman tanışıp kaçacak denli sevmişlerdi böyle? kafam almıyordu bu kaçış hikayesini bir türlü. kendimi düşündüm sonra, neden benimde üstüme oynamıştı? kaçalım desem benimle de kaçacakmıydı? çok soru vardı ama hiçbirine tatmin edecek cevap yoktu. aradan 2 ay kadar geçmişti ve olay soğumuştu. buna istinaden bende kafamdaki soruları unutmaya başlamıştım ki gelen telefon onu unutmanın o kadar kolay olmadığın gösterdi! oydu arayan, emine abla. şaşırmıştım ve daha selamlaşma aşamasında işler denk gitmedi derken o kendiliğinden konuya girdi ve kısa bir özet yaptı. o günlerde henüz başlayan arkadaşlık sitelerinden birinde tanışmışlardı ve şu-bu derken kendilerini msn de bulmuşlardı. kocasını ise yetersizlikle suçluyordu. hem siki küçüktü hem de erken hatta kimi zaman amına girer girmez boşalıyordu ve o tatminsizdi. emine abla kocasını ve kendi tatminsizliğini anlatırken annemi düşündüm ister istemez. ya zavallı annem benim? senelerdir dul olan ve kendini bana adayan bahtsız annem? onun ile bu konuyu bir kez daha konuşma kararı aldım ve kulağımı tekrar emine ablaya kabarttım. kendini haklı çıkarmaya çalışan söz ve söylemlerinden sonra,
-peki abla ya ben, benimle niye oynadın?
-seninle oynamadım muratım
-oynamadın ama benimleyken onun ile kaçtın
-kocamdan boşanma kararı almıştım ve necati (kaçtığı imam) benim için iyi bir fırsattı
-iyi tamam abla da ben neresindeyim bu oyunun?
-tam ortasında
-??????
-kalbimde yani
-az açarmısın?
-hüseyin ile hem maddi hem manevi olarak aile durumum kötü olduğu için evlendim. mecburiyet diyeyim. necati ile ise hüseyinin çok yetersiz sex performansından. dediğim gibi siki baya bir küçüktü ve üstelik pek erken boşalıyordu, sana gelince muratım, sen ilk aşkımsın. gerçekten sevdiğim ilk oğlan. sana karşı hep içten oldum canım sevgilim. bana üst üste orgasm yaşatan çok genç sikicim benim. seni seviyorum murat. seviyorum seni anladın mı?
-anladım anlamasında...
-eee..?
-madem beni seviyorsun neden 3. adama kaçtın? benim için hüseyine katlanabilirdin
öyle deme be muradım, insanın sevmediği, arzulamadığı adamın altına yatması çok zor. kız olmadığından bilmezsin bunları
-peki beni niye aradın?
-seni arzuluyorum murat, senin ile tekrar tekrar sex istiyorum
-yeni kocana da ihanet yani?
-evet ama senin için muratım, canım aşkım benim
emine abla ile sürüp giden bu uzun muhabbetin sonunda ona inandım ve onun ile müsait olduğu her zaman görüşme kararı aldım. gerçi kentin öbür tarafıydı ve bize oldukça uzaktı ama değerdi onun için. o eşsiz güzellikteki kalçası ve harikulade cildi için değerdi. .kalça derken nasılda özlemiştim domalıp götüm sende sik sikebildiğin kadar demesini. o ve kalçasıyla ilgili hayallere dalmışken annem çıkageldi işten ve elimdeki telefonu gördü. manalı manalı bakıp,
-ne o len kendinden geçmiş gibi halin var
-yok be anne, sana öyle geliyor
-seni ne sıkıyor bu kadar oğlum, neden bu kadar dalgın ve düşüncelisin. tam düzeldin derken gördüğüm şu şekli şemal hiç hoş değil
-sensin anne!
-ben mi?
-evet sen
-allah allahhh, iyimisin oğlum sen, ben ne yapıyorum da takıyorsun bana bu kadar?
elinden tutup içeri soktum ve doğru yatak odasına attım annemi. o üstünü değiştirmek için soyunurken muhabbete devam ettik bir yandan ve,
-kadınlar üzerine uzun bir yazı okudum anne, onu düşünüyordum (emine abla ile görüştüğümü anlamasın diye yalan söylemiştim)
-yaaa, ne yazısıymış bu?
-kadın cinselliği üzerine
-hala oradamıyız len? haha..allam ya, oğlan taktı bana. devam et dinliyorum
-kadınlarda erkekler gibi boşalma ihtiyacı duyuyormuş ve periyodik aralıklarla bu olmalıymış. bu boşalım masturbasyon yaparak olabileceği gibi bir erkek partner ile daha sağlıklıymış. her kadın mutlaka bedenin de dolaşan bir erkek eli arzularmış. memelerinin emilmesi, bacaklarının okşanması ve hatta sadece amı değil kalça ve arka deliğinde yalanıp dillenmesi onları pek mutlu edermiş. ne diyorsun?
-ananın amı diyorum, ne diyeyim başka?
-seni üzmek ve kızdırmak istememiştim anne, özür dilerim
-anlıyorum oğlum. sen sadece bu aptal yazılara bakıp'ki aslında pek aptal diyemem ama işte oğlum her kadının aynı değil. değişik değişik frekanslar gibi düşün. öz olarak doğru olmakla birlikte kadınlar 'erkek, ne olursa olsun bir erkek' demiyor oğlum ve işte annen de bunlardan biri. şimdi sen bu yazı/yazılara bakıp annem ne yapıyor acaba, o nasıl tatmin ediyor kendini, masturbasyon mu yapıyor yoksa biri var mı hayatında diyorsun değil mi? hayır oğlum yok kimse hayatımda (bu arada tamamen soyunup külot ile kalmıştı. onuda çıkarıp çıkarmama kararsızlığında kaldı bir an ve sonra çıkarma kararı verip sıyırıp attı onuda. uzandı boylu boyunca yatağa ve anlatmaya devam etti) şimdi gelelim esas meseleye. doğruya doğru, babandan sonra bir erkek arkadaşım oldu oğlum. aslında pek erkek arkadaş da denemez ya neyse. onun ile yakınlaştım az. bana dokunmasına, öpüp koklamasına izin verdim. denedim ve hatta zorladım kendimi ilişki için ama olmadı. yapamadım be muradım. kafamda hep sen vardın. adam ise kendini kaptırmıştı ve homurdana homurdana seviyor, öpüyor, kokluyordu anneni. adama haksızlık olmasın, piç gibi ortada kalmasın diye boşalana kadar sevmesine izin verdim. boşalmak derken o beni sikmeye çalışırken ben direniyordum ve o esnada inlemelerinden ve boş çuval gibi üstüme yığılmasından anlamıştım geldiğini. sonra üstümden kalktı yavaş yavaş ve diz üstü durup pantolonu dizlerine indirdi ve menisini boşalttığı külodunu tersyüz edip gösterdi ve 'bak dedi nasıl doldurmuş külodumu gördün mü? seni nasıl arzuladığmı gör be ayten, seviyorum seni ayten, çok seviyorum. gel bir süre takılalım ve eğer tamam dersen karıma boşanma davası açarım'
annemin anlattığı bu hikaye kendi yaşadığı gerçek bir sex hikayesiydi ve değişik yerlerde okuduğunuz/okuduğumuz hikayerden çok ama çok üstündü. birincisi olayın kahramanı annemdi ikincisi olay baştan sona gerçekti ve eğer ben zorlamasaydım annemin hayatındaki yarım kalmış bu sex hikayesini asla bilmeyecektim. bu gerçek öyküyü dinleyince önce üzüldüm annem için ama sonra annemin aslında ne kadar arzu dolu bir kadın olduğunu anladım ve gurur duydum onun ile. sonrasında ise müthiş bir heyecan kasırgası sardı bedenimi. öyle bir kasırga ki titriyordu bedenim annem yaşadığı bu gerçek olayı bana anlatırken ve devamını dinlemek için zorladım onu,
-peki anne, ya sonra?
-sonrası bu işte
-hmm, acıdım adama ya
-bende acıdım ama işte..
-kabahat sende ama, o kadar ümit vermeyecektin
-evet oğlum, işte onun için biraz sevmesine izin verdim
-peki kimdi bu adam anne?
-sevgili adayı!
-????
-yok valla öyle. çıkıyorduk ama henüz sevgili değildik
-seni yatağa attığına göre baya ilerlemiş olmalı ilişkiniz
-bana yalan söyledi. yaşayacağımız evi göstereceğim dedi
-sende inandın
-evet oğlum, inandım. aslında basit bir yalandı ama yinede inandım
-inanmak istediğin için anne. ona güvenmek istiyordun çünki
-evet oğlum, aynen
-bence öncesi de var bu işin
-çok üstüme geliyorsun ama murat. annen olmam kadın duygularıma engel değil
-evet anne haklısın ve ben sadece hikayenin tamamını bilmek istemiştim
-bana doğru söyle murat, neden yaşadığım bu yarım yamalak sex olayının bu kadar detayına iniyorsun?
-anneme ait her şeyi bilmek istiyorum
-heyecan mı veriyor bu sana?
-..........
-heyecan mı veriyor sana demiştim. annenin bir başka adam tarafından sevilmesi ve onun üstünde tatmin olması sana heyecan veriyor değil mi?
-yok be anne, o kadar da değil
-bence öyle. benim başkaları tarafından becerilmem duygularını kamçılıyor değil mi? peki murat beni, yani anneni sikme fantazin oldumu hiç?
-hayır. bana devamını anlat lütfen
-hepsi bu oğlum, yok devamı
-öncesi? adam seni yatağa atacak kadar ileri gitmişse öncesi vardır mutlaka
-dedim ya gezdik tozduk biraz
-o zaman da dokundumu sana
-kısıtlı!
-nasl yani?
-evlenme teklifini ciddiye almıştım ve buna mukabil az dokunmalarına izin verdim
-nerede ve nasıl
-arabasında ve bir kaç kez
-anlatırmısın?
-şirketten izin alıp arabasıyla plaja gittik. sonbahardı ve hava soğuktu
-soğuk olduğu için plaj değil mi?
-evet, ıssız olurdu ve öyleydi de
-ilişkiyi kabullenmişsin oralara gitmekle
-hayır oğlum, romantik olur düşüncesiyle
-ama o adamın sana dokunacağını biliyordun
-evet ve ufak tefek şeylere izin verebilirim diye düşündüm
-sonra?
-ben yeşil pancurlardan bahsederken o memelerimi ovuyordu! haha..
-hahaa..giyiniksiniz ama değil mi?
-elbette
-sonra anne?
-dudaklarımı öptürdüm az
-kendinin de hoşuna gidiyordu ama
-ne yalan diyim evet oğlum, haz alıyordum. bu arada sana bir tüyo, kadınlar öpüşmekten çok hoşlanırlar. hele sevdikleri adamsa öpen
-bunu zihnime yazdım anne. sonra
-sonrası bu işte be oğlum, biraz öpüşme, biraz da sevişme
-adam zorlamadı mı seni?
-zorlasa ne olacak ben hayır dedikten sonra
-haz alıyordum dedin. peki haz aldığın halde neden devam etmedin anne?
-öncekinde olduğu gibi, kafamda sen vardın. seni düşündükçe suçluluk hissi kaplıyordu her yanımı
-hangi aşamada ve neden bıraktın sevişmeyi?
-sana dürüst davranacağım oğlum. sadece dudaklarımı öpmesine değil memelerimi emmesine de izin verdim. verdim çünki bir erkeğe ihtiyacım vardı. becerilme duygusu hakim olmaya başlamıştı tüm bedenime zihnime. eğer sabırlı olabilseydi bunu başarabiirdi ama aceleci davrandı
-..ve kaybetti
-aynen oğlum
-hangi aşamada bıraktın demiştim
-memelerimi emerken kotumun üzerinden de amı mı ovuyordu. tam havaya girmişken kotumun düğmelerini çözüp çıkarmaya başladı ve kaybetti. ya bırakırsın ya da terkedilirsin dedim ona ve braktı
-seni kaybetmeyi göze alamadı
-aynen. aslında onun istediği kıvama geliyordum ama o sabırsız davranıp işi neredeyse tecavüze getirince irkildim ve hayır dedim
-külodunu da çkarmşmıydı?
-evet ama az bişi. gerçi amı mı görecek kadar sıyrılmştı
-ve gördü
-maalesef gördü ve elini atıp parmaklamaya çalıştı
-tam magandaymış desene
-diyemem oğlum, azgındı çok
-evet ama yinede kadına saygısı olmayan biri
-cahilliğinden oğlum. yoksa kötülüğünden değil
-sonra?
-toparlanıp üstümü başımı düzeltirken seni düşündüm ve içim sızladı
-hmm, anladım anne. kendini sorguladın
-aynen oğlum
-bu olaydan sonra ona güvenmeye devam ettin ve onun ile ev bakmaya gittin
-evet gittim
-peki nasıl güvenebildin tekrar? oysa adamın amacı seni becermek
-çok yalvardı ve hatta ağladı. yeni bir kapı açtım ona ama o yine aynısını yaptı ve terkedildi
-bir daha görüşmedin mi onun ile
-görüşmedim oğlum. zaten şirketten ayrıldım ondan kopmak için
-evlere ofislere gittin
-oralarda bişiler oluyormuydu?
-kadının olduğu yerde her şey olur oğlum
-ne demek kız bu şimdi?
-kadına bağlı demek
-anlıyorum anne. çok aslan var değil mi?
-evet muradım çok
-güzel kadınsında ondan kız
-ay çok teşekkür ederim murat. ne kadar güzel olsam da yaş geçiyor yavaş yavaş
-dişinin yaşı olmaz
-bak sen gene yaşından büyük konuşmaya başladın
annem ile uzun, çok uzun süren bir muhabbet oldu ve biz onun ile anne oğul olarak zaman zaman yaparız bu muhabbetleri